Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde Önemli Bir Aşama Daha Tamamlandı
Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olma özelliğini taşıyan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinde kritik bir adım daha başarıyla tamamlandı. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom tarafından yürütülen projede, 4. güç ünitesinin reaktör binasındaki iç koruma kabının ikinci katmanının montajı gerçekleştirildi. Bu gelişme, santralin inşasında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
İç Koruma Kabının Montajı Tamamlandı
Rosatom’un yaptığı açıklamaya göre, iç koruma kabının ikinci katmanı, yüksek hassasiyetli ekipmanlar kullanılarak üretildi ve tasarım parametrelerine uygunluğu sağlandı. Montaj işlemi, Akkuyu NGS sahasında özel bir platformda gerçekleştirildi. 235,94 ton ağırlığındaki ve 44 metre çapındaki dev yapı, paletli bir vinç yardımıyla reaktör binasına taşındı ve başarıyla yerleştirildi.
İç koruma kabını oluşturan çelik kaplama ve gerilmiş beton, reaktör binasına hem güç hem de güvenlik sağlamayı hedefliyor. Bu katman, olası kazalara ve dış etkenlere karşı reaktörü koruyarak güvenli enerji üretimini garanti altına alacak.
Kesintisiz Çalışmalar Sürüyor
Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Sergey Butckikh, sahadaki çalışmaların hız kesmeden devam ettiğini belirtti. Butckikh, 1. güç ünitesinde devreye alma çalışmalarının sürdüğünü ve diğer ünitelerde de inşaat ve montaj süreçlerinin planlandığı şekilde ilerlediğini ifade etti. 4. güç ünitesinde yapılan iç koruma kabının montajının, Rosatom ekibinin bu alandaki deneyimi sayesinde sadece birkaç saat içinde tamamlandığını söyledi.
Ayrıca, reaktör binasının iç duvarlarına beton dökme işleminin başladığını ve bir sonraki adımda 1. ve 2. katların birbirine güvenli bir şekilde bağlanması için kaynak işlemlerinin yapılacağını açıkladı.
Enerji Güvenliği İçin Stratejik Adım
Akkuyu NGS, Türkiye’nin enerji güvenliği açısından kritik bir öneme sahip. Tam kapasite faaliyete geçtiğinde yıllık yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretmesi beklenen santral, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karşılayacak. Bu, ithal enerjiye bağımlılığı azaltarak yerli ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımını artıracak.
Rosatom, Akkuyu NGS projesinde uluslararası güvenlik standartlarına uygun olarak çalıştığını ve tüm süreçlerin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından düzenli olarak denetlendiğini belirtiyor. Projede görev alan mühendis ve teknisyenler de bu alanda özel olarak eğitim almış uzmanlardan oluşuyor.
Yerel İstihdama Katkı
Akkuyu NGS, sadece enerji üretimiyle değil, aynı zamanda yerel istihdam ve teknoloji transferi açısından da önemli bir rol oynuyor. İnşaat sürecinde yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağlanırken, işletme döneminde ise 4 binden fazla kişinin doğrudan istihdam edilmesi planlanıyor. Ayrıca, Türkiye’deki birçok üniversite ile iş birliği yapılarak nükleer enerji alanında uzman mühendisler yetiştiriliyor.
Çevresel ve Güvenlik Önlemleri
Akkuyu NGS, çevresel etkileri en aza indirmek amacıyla gelişmiş güvenlik sistemleri ile donatılmış durumda. Reaktörlerde kullanılan güvenlik sistemleri, olası kazalara karşı otomatik olarak devreye girerek çevreye radyasyon sızmasını engellemeyi hedefliyor. Ayrıca, santralde düzenli olarak yapılan tatbikatlar ve eğitimlerle olası risklere karşı hazırlık düzeyi yüksek tutuluyor.
Yerli Üretim ve Teknoloji Transferi
Rosatom ile yapılan anlaşma kapsamında, Akkuyu NGS’de kullanılan bazı ekipmanların yerli üretimi teşvik ediliyor. Bu durum, Türkiye’nin nükleer teknoloji alanında kendi kapasitesini geliştirmesi için önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Yerli firmaların projeye dahil edilmesiyle birlikte, hem teknoloji transferi sağlanıyor hem de sanayinin bu alandaki tecrübesi artırılıyor.
Gelecekteki Adımlar ve Beklentiler
Akkuyu NGS’nin ilk reaktörünün 2026 yılında elektrik üretimine başlaması planlanıyor. Diğer ünitelerin ise kademeli olarak devreye alınarak 2028 yılına kadar tam kapasiteyle çalışması hedefleniyor. Türkiye’nin enerji politikası açısından kritik bir dönüm noktası olarak görülen Akkuyu NGS’nin, hem enerji güvenliği hem de ekonomik kalkınma açısından önemli bir katkı sağlaması bekleniyor.
