Ayşenur Ezgi Eygi, Filistin’in Sesi Olmak İçin Hayatını Feda Eden Cesur Bir Aktivist

Batı Şeria'da İsrail askerleri tarafından vurularak hayatını kaybeden Ayşenur Ezgi Eygi, insan haklarına olan tutkulu bağlılığı ve zulme karşı verdiği mücadele ile tanınıyordu. Genç yaşında dünya genelindeki mazlumlar için sesi çıkan, Filistin davası başta olmak üzere pek çok adaletsizlik karşısında dik duran Eygi, hayatı boyunca inandığı değerleri savundu. Kendi güvenliği pahasına, Filistin halkının acılarını dünya kamuoyuna duyurmak için Batı Şeria'ya gitmekten geri durmayan Eygi, insanlara yardım etmeyi hayatının merkezine koymuş bir idealistti.

Ayşenur Ezgi Eygi’nin İnsan Hakları Mücadelesi

26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi, Washington Üniversitesi'nde eğitim görürken siyahilerin hakları, Arakanlı Müslümanlar ve çevre konuları gibi pek çok toplumsal meselede aktif rol almıştı. Ancak Filistin davası, onun en fazla adanmışlık gösterdiği konulardan biriydi. İsrail'in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği zulme dikkat çekmek amacıyla katıldığı gösterilerde en ön saflarda yer aldı. Filistinli mazlumların sesini duyurmak için yoğun çaba sarf eden Eygi, düzenlenen gösterilerde İsrail’in zulmünü açıkça dile getirdi.

Ayşenur, Filistin davasına olan bağlılığıyla yalnızca Amerika’daki eylemlere katılmakla kalmadı, Batı Şeria’ya giderek doğrudan Filistin halkının yanında olmayı seçti. Babası Mehmet Suat Eygi, kızının bu kararına karşı çıktıysa da Ayşenur’un kararlılığı onu durduramadı. "Ölmem bir işe yarayacaksa razıyım baba" sözleriyle, inandığı dava uğruna canını feda etmeye hazır olduğunu gösterdi. Ayşenur, Filistin'de yaşanan acıların tüm dünyada duyulmasını sağlamak için harekete geçti ve en sonunda hayatını bu uğurda kaybetti.

Filistin’e Giden Zorlu Yol

Ayşenur, İsrail'in işgali altındaki Batı Şeria'ya gitme kararı aldığında, bu yolculuğun ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu. Babası defalarca onu bu kararından vazgeçirmeye çalışmış, hatta gitme tarihini ertelemesini istemişti. Ancak Ayşenur’un Filistinlilere duyduğu bağlılık onu bu yoldan geri çevirmedi. Kudüs, Ramallah ve Ürdün’de bulunmuş, ancak hiç tehlikeli bir durumdan bahsetmemişti. Filistin’de yaşananlara bizzat tanıklık eden ve bu olayları dünya kamuoyuna aktarmayı kendine misyon edinen Eygi, bir barışçıl gösteri sırasında İsrail askerlerinin ateşiyle başından vurularak ağır yaralandı.

Bir İnsan Hakları Aktivisti Olarak Ayşenur

Ayşenur Ezgi Eygi, dil, din, ırk veya cinsiyet fark etmeksizin herkes için adaletin savunucusuydu. Babası, kızının asi bir karakter olduğunu ancak bu asiliğinin yalnızca haksızlığa karşı olduğunu belirtti. Ayşenur, dünyanın neresinde bir zulüm varsa oraya gidip yardım etmekten çekinmezdi. Yaşıtları makyaj yapmayı öğrenirken o, insan hakları için mücadele veriyordu. İnsanların uğradığı haksızlıkları göz ardı edemeyen Eygi, bu özelliğiyle etrafındaki pek çok insana ilham verdi.

Kızının son yolculuğunda Türkiye’de de geniş bir kesim ona sahip çıktı. Didim’de düzenlenen cenaze töreninde, farklı siyasi görüşlerden insanlar onun anısına bir araya geldi. Siyaset üstü bir hayat yaşayan Eygi, son yolculuğunda da aynı şekilde uğurlandı. Onun cesur duruşu, yaşadığı gibi saygıyla anıldı. Babası Mehmet Suat Eygi, cenazede devletin her aşamada kendilerine büyük destek verdiğini ve hukuki süreçte de yanlarında olduklarını vurguladı.

Ayşenur’un Ardında Bıraktığı Miras

Ayşenur’un ölümünün ardından, ailesi ve yakın çevresi onun anılarını ve mücadelesini yaşatmak için büyük çaba sarf ediyor. Taziye evinde ailesine bırakılan bir mektupta, Ayşenur’un izinden gitmek isteyen genç kızların var olduğu yazılmıştı. Bu mektubu okuduğunda gözyaşlarını tutamayan baba Eygi, kızının ölümünün bile insanlara ilham verdiğini görmenin hem büyük bir acı hem de onur olduğunu ifade etti.

Ayşenur’un yaşamı boyunca yaptığı yardımların çoğunu ailesi bile sonradan öğrenmişti. Didim’de morgda kızının yüzüne baktığında içinin huzurla dolduğunu belirten baba Eygi, "Melek gibi, o kadar güzel bir yüzü var ki. Ölmüş hali bile çok güzel. Yüzüne bakarken huzur buluyorum" sözleriyle duygularını dile getirdi.

Uluslararası Dayanışma Hareketi ve Rachel Corrie ile Ortak Mücadele

TSK Disiplin Vurgusu: “Mesele Metin Değil, Emre Uymamaktır” TSK Disiplin Vurgusu: “Mesele Metin Değil, Emre Uymamaktır”

Ayşenur, Uluslararası Dayanışma Hareketi'nin (ISM) gönüllü bir üyesiydi. Bu hareket, barışçıl yollarla Filistinlilere destek vermek amacıyla kurulmuştu. Ayşenur gibi ISM gönüllüsü olan bir başka isim de 2003 yılında İsrail buldozeri tarafından ezilerek öldürülen Rachel Corrie’ydi. Corrie de, tıpkı Ayşenur gibi, Filistinlilerin haklarını savunurken canını kaybetmişti. Bu iki cesur kadın, dünyanın dikkatini Filistin’de yaşanan haksızlıklara çekmek için hayatlarını feda ettiler.