Küresel Ekonomide Trump Etkisi: Ticaret Gerilimleri ve Müzakere Umudu
Küresel finansal piyasalarda son günlerde gözlemlenen dalgalı seyir, ABD Başkanı Donald Trump'ın uygulamaya koyduğu korumacı ticaret politikaları nedeniyle derinleşiyor. Özellikle tarife restleşmeleri dünya genelindeki borsalarda satış baskısına yol açarken, son gelişmeler müzakere olasılığına dair iyimser beklentileri de beraberinde getiriyor.
ABD’nin ithalat vergilerini artırma yönündeki adımları küresel belirsizliklerin merkezinde yer alıyor. Washington’ın tarifelerle yürüttüğü dış ticaret stratejisi, başta Çin, Japonya ve Avrupa Birliği (AB) olmak üzere birçok ülkenin ekonomik politikalarını ve borsa performanslarını doğrudan etkiliyor. Buna karşın, Trump’ın bazı açıklamaları piyasalar tarafından “müzakereye açık sinyaller” olarak algılanarak toparlanma eğilimini tetikledi.
Trump’tan Net Mesaj: Tarifeler Kalıcı Olabilir
Başkan Trump, basına verdiği demeçte tarifelerin yalnızca birer pazarlık unsuru olmadığını, kimi alanlarda kalıcı olabileceğini belirtti. Özellikle Çin’e karşı uygulanan yüzde 34’lük vergiye karşılık misilleme yapılmaması durumunda ek yüzde 50’lik tarife getireceklerini duyurdu. Bu açıklama, piyasaların yeniden tedirgin olmasına neden olsa da, müzakere ihtimalinin hâlâ masada oluşu olumlu bir hava yarattı.
Japonya ve Avrupa'dan Diplomatik Adımlar
Trump, Japonya Başbakanı İşiba Şigeru ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Japonya’nın ABD’ye daha fazla tarım ve otomobil alımı yapması gerektiğini vurguladı. Japonya'nın ABD ürünlerine karşı tutumunu "dengesiz" bulan Trump, bu konuda değişim beklediklerinin altını çizdi.
Avrupa tarafında ise AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Ticaretten Sorumlu Üye Maros Sefcovic, ABD ile tarifeler konusunda açık müzakerelere hazır olduklarını belirtti. Von der Leyen, "karşı önlem almaya da hazırız" diyerek Avrupa’nın kendi çıkarlarını koruma niyetinde olduğunu vurguladı.
Fed ve Enflasyon Verileri Yakından Takipte
Piyasalarda gözler yalnızca tarifelere değil, aynı zamanda ABD Merkez Bankası'nın (Fed) para politikasına da çevrilmiş durumda. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Adriana Kugler, enflasyon kontrolünün öncelikli hedef olduğunu belirtirken, bu hafta açıklanacak olan TÜFE ve ÜFE verilerinin yön belirleyici olacağına dikkat çekildi.
Haziran ayında faiz indirimi ihtimali piyasa fiyatlamalarına yeniden yansımaya başladı. Bu da, risk iştahını destekleyen diğer bir unsur olarak öne çıkıyor.
Piyasalar Nefes Aldı: Asya’da Yükseliş, Avrupa’da Belirsizlik
Son gelişmelerin etkisiyle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 4,15’e çıkarken, dolar endeksi yüzde 0,5 düşerek 102,9 seviyesine geriledi. Altın fiyatları yeniden 3 bin dolar seviyesine yaklaştı, Brent petrol ise 64,9 dolara yükseldi.
Asya borsalarında gün pozitif başlarken, Japonya, Güney Kore, Çin ve Hong Kong borsalarında yükselişler dikkat çekti. Güney Kore hükümeti, ABD ile müzakereleri yürütmesi için Ticaret Bakanı’nı Washington’a göndereceğini açıkladı.
Avrupa tarafında ise satış baskısı devam etti. Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya borsaları yüzde 4’ü aşan kayıplarla günü kapattı. Ancak müzakerelere yönelik olumlu açıklamaların ardından Avrupa endeks vadeli kontratları yeni güne karışık bir başlangıç yaptı.
Türkiye Piyasaları Pozitif Ayrıştı
Borsa İstanbul’da dün pozitif bir görünüm öne çıktı. BIST 100 endeksi yüzde 0,29 yükselerek 9.407 puana ulaştı. Dolar/TL kuru ise 38 lira seviyesinde dengelendi. Bugün açıklanacak finansal yatırım araçlarının reel getiri oranları ve hazine nakit dengesi verileri, yurt içi piyasalar açısından önem taşıyor.
Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.500 ve 9.600 seviyelerinin direnç, 9.200 puanın ise destek olarak takip edileceğini belirtiyor. Küresel gelişmelere rağmen Türkiye piyasalarının görece pozitif ayrışması dikkat çekiyor.